23 Mart 2012 tarihinde Karaman Ticaret ve Sanayi Odası’nın “Mevlana’dan Yunus Emre’ye Evrensel Sevgi ve Kültürlerin Kardeşliği” projesi kapsamında;
“Karaman
Ulusal İnanç ve Kültür Turizmi Sempozyumu ”nda, dolu dolu 3 gün geçirdik. 3 gün
boyunca toplam 7 oturumda Karaman ve Turizm konusu ele alındı. Açılış, seremoni
ve 1 oturum basında uzunca ele alındığı için üzerinde fazlaca durmayacağım.
Sanırım Bu oturumun en akılda kalan kısmı Prof. Dr. Semavi Eyice’nin “Yunus
Emre Karamanlı” ifadesi oldu.
2.
Oturumda; Kümelenme konusu çerçevesinde Konya Karaman Yörelerinin İnanç Turizmi
potansiyeli değerlendirildi. En akılda kalıcı vurgu sanırım Konya’nın bu alanda
sadece Mevlana nedeniyle 2 milyon iç turist ağırlarken Karaman’ın Yunus
Emre’yi, Mevlana’nın annesi, ve Mevlana’nın, gençliğinin geçtiği memleket
olmasına karşın bu potansiyeli hemen hemen hiç değerlendirememesi konusu idi.
Ortak Özellikleri olan bu iki şehrin Turizm’inin birlikte değerlendirilmesinin
daha mantıklı olacağı değerlendirildi. Yine bu oturumda, Yücel Bey dünyadaki
inanç eksenli turizmden örnekler verdi. En çarpıcı örneği Latin Amerika örneği
idi. Yine Paris örneği benim aklımda kalan en ilginç örnekti. Fransa deyince
kuru bir demir yığını olan Eyfel Kulesi onlarca turist çekerken onca
zenginliğine rağmen Türkiye’nin bu potansiyelini yeterince
değerlendiremediğini, Karaman’ın ise hiç değerlendiremediği ifadesi bir Karamanlı
olarak iç geçirmemize neden oldu.
Yine
bu oturumda yapılan Alahan'daki Kilise’nin Ortodoks veya Katolik kilisesi olup
olmadığı konusu ilgi çekici bir tartışma oldu.
3.
Oturum doğrusu fazlaca ihtisas konularına ayrılmıştı ve bana fazlaca bilimsel
geldi. Ama en azından yaşadığımız ilin hem Bizans dönemi hem de Hitit dönemine
ait özelliklerini tanımış olduk. Doç. Dr. Güngör Karauğuz Hoca'nın Konya ve
Karaman bölgesinin bu özelliğinin yeterince tanınmadığı, araştırılmadığını dile
getirdi. Bu anlamda mutlaka bilimsel çalışmaların bir an önce yapılması
gerektiğini dile getirdi. Bu bölümün en akılda kalan kısmı Karadağ’ın Tarihin
çeşitli dönemlerinde kutsal kabul edildiği ve doğunun hemen hemen her
bölgesinde sunakların bulunması idi.
4.
Oturumda Mehmet Kurt Hocanın Madenşehri ve Binbir Kilise üzerine
değerlendirmeleri hayli ilgi çekiciydi. Sabri Aydal Bey’in Aziz Paul üzerine ve
Derbe ziyaretleri üzerine değerlendirmeleri de ilgi çeken konular arasında yer
aldı.
5.
Oturumda Aliye Çınar Hanım’ın Yunus Emre ve Mevlana’yı
içselleştirebilmek adına yaptığı konuşma ve Nuri Şimşekler Hoca'nın “Yunus Emre
ve Mevlana’nın mesajları ile ilgili değerlendirmeler” konuşması ilgi ile takip
edilirken; en ilgi çekici konuşma hatta belki de sempozyum’un en önemli
değerlendirmeleri Cemile Haliloviç Tekin Hanım’dan geldi. Aksanlı konuşması ile
Yunus Emre’nin Karamanlı oluşu ile ilgili değerlendirmeleri bizleri son derece
sevindirirken. Karaman Turizm’inin gelişmesi için sunduğu önerileri ayrıca çok
dikkat çekici idi.
6.
Oturum bir beglesel ile başladı tek kelime ile mükemmel bir
belgeseldi. Hititlerden günümüze ekmeğin hikâyesinin anlatıldığı belgesel
ilgiyle izlendi. Belgesel ’in ardından İdris Nebi Uysal Hoca’nın “Karaman
Kelimesi” ile ilgili değerlendirmelerini ilgiyle izledik. Özkan Ertuğrul Bey'in
diğer Karaman ile ilgili anlattıkları (mübadele ile Yunanistan'a giden
Hristiyan Karamanlı Türkler) içimizi burktu. “Uzunca Yıllar Karaman’a gelip
giden biri olarak Karaman’ın Turizm potansiyelini değerlendirmek anlamında bir
arpa boyu bile yol alamadığını görmek gerçekten beni çok üzüyor. Beni de artık
bir Karamanlı sayın ve lütfen çok geç kalıyoruz böyle giderse korkarım treni
kaçıracağız” feryadı belki bu
sempozyumun en önemli ve en akılda kalıcı çağrısı oldu.
Sempozyumun
genel değerlendirmesine gelirsek;
Karaman
Ticaret ve Sanayi Odasını Yürekten kutluyorum, güzel bir organizasyon oldu.
Gerek sempozyumun ele aldığı konular, gerek tartışmalar, geziler, yemekler ile
dolu dolu 3 güzel gün geçirdik. Organizasyon tek kelimeyle harikaydı.
Bu
sempozyuma basının yanı sıra Karaman’ın önde gelenlerinin ilgisi azdı. Daire
amirlerinden sadece Kültür Müdürünü görebildik, O'da çoğu oturumlara katılmadı,
TÜRSAB’dan temsilcileri görsek de turizm sektörünün konuya ilgi göstermemiş
olması ayrı bir şaşırtıcı konuydu. Sivil toplum kuruluşlarından da ilgi çok
azdı. Sadece Memur-sen Başkanı'nın çiçeğini ve kendisini görebildik.
Mevlana’nın Yunus Emre’nin İnançların, Turizmin ve hele hele Karaman’ın
konuşulduğu böylesi güzel bir toplantıya ilginin bu kadar az olması Karaman’a
yakışmadı.
0 Yorumlar